Beyin bilir

bu bir başlık değildir.

hepimiz savaşçıyız. o elime silah almak istemiyorum diyerek, askerden entellektüel (ordudan hatırladığı hapishane kaçış film, dizi ve edebi eserlerinden yararlanarak kaçmaya çalışan entellektüel delikanlılar) biçimde kaçmaya çalışan cihangir kafe gençleri de dahil olmak üzere, hepimiz birşeylerle savaşmıyor muyuz a dostlar?
an itibariyle muhterem, tnt de açık olan mavi ay dizisini izlemek suretiyle kahvenin telveleri tellerine kaçmasın diye uğraş veriyor. teller, diş. diş, teller. akrostiş buna denmez. o başka birşey.

Bir başkası başka şeylerle uğraşıyor olabilir. bidona su doldurmak olabilir bu, metaforlarla uğraşmak olabilir, saçma şeyleri ciddi ve duygusal şeylerle bağlamaya çalışmak olabilir. olur da olur.

şu kadında hoşmuş be, mavi aydaki, bruce'un yanık olduğu. 80ler falan ama hoşuma gitti valla. nedense ceketinin kollarını sıyırmak zorunda ama. ceket te mor!. erkek modası ise hiç değişmiyor. yine aynı takım elbise şekli. harika.

ben diş tellerimi yıkamaya gidiyorum.

Keep it

canım sıkılıyor.
pılıpırtıyı toplayıp amerikaya bir yıllık tatile gitmek istiyorum.
plan yapmam gerekiyor bunun için.

kısa ve öz olmak lazım.

kiss: keep it simple and short

öpüşmek istiyorum.

arçelik ne demek?

Arçelik'in Çelik karakterinin kullanma ısrarından yola çıkarak hazırladığı "Arçelik demek..." isimli reklam filminin müzik, içerik ve sempatiden uzak yapısı Arçelik adına ne kadar yararlı olur?
Az.
2002'den beri kullanageldiği bu robot kahraman zaten yeterince eskidi ve gerçekten diğer firmaların yanında eski ve adi bir türk filmine benziyor.
Markaların bir kampanyanın parçası olarak kahraman yaratma çabası, özellikle çelik gibi zemini kuvvetli olmayan durumlarda yaşlanarak can vermeye de mahkum oluyor sanırım.

her nekadar satış rakamlarında yükseliş yaşanmış olsa da lütfen bu maskotun bir oğlunu, akrabasını getirin de yeni ve gerçekten teknolojik bir cihaz görelim.
bakınız vestelin robotuna, nekadar da transformerslara benziyor ve de o ünden/sempatiden de yararlanıyor.

ciddi yazı

uzun bir zaman sonra ilk defa uzun bir motosiklet yolculuğu yaptım. çok sis gözüme gözüme girdi. ondan sonra kaskın vizörü de sürekli nemlendi.lakin, bu blogda bu kadar kısa yazıp başka konuya geçmek artık bazıları tarafından sevilmediğinden dolayı bu konuyu burada kesmem gerekiyor.
Şimdi daha ciddi konulardan tanrının neden bizi var ettiğine dair fikir telakkisinde bulunmak isterim. umarım hoşnut bırakırım kendisini (tanrının).
tanrı yoktur. tanrı biziz, tanrı içimizde. pazarlama kitapları başlığı tadında bir kitap yazmak istiyorum bu da ayrıca bir gayriciddiyettir. dikkat edile.
evet.
tanrı'ya isyan ederken geçen günlerde bazı nedenlerden dolayı, farkettim ki aslında isyan edilen şey ne tanrı, ne de isyan ettiğim/ettiğimi sandığım konu veya konular. İsyan'ın kaynağı isa. İnsan insan olalı isa gibi birini görmedi.

bu ne saçmalık. yapamayacağım.

ABC’s V Remake Trailer - Film Junk

ABC’s V Remake Trailer - Film Junk

Bu ramadan gününde "Aman allahım" diyerek eşe dosta haber vermeye koşuyorum.

THY konkur Digital McCann

Digithell | Digital McCann

Ben de konkurla ilgili birşey yapmamış olmayayım.
Mccann için de merak önemli.

Varlığım türk kadınlarına emanet olsun

Varlık konusuna epey bir zaman kafayı takmış ve varlığımın nedenini kafama bağlama çalışmalarım sonrasında bugün şunun farkına vardım ki, varlığım türk kadınlarına emanet edilmeli.
bir kere varlık dediğin şey zaten sorunlu, iki elin iki parmağının tavşan kulağı şeklinde oynaması suretiyle ve arasında problemetik'ken, bir nesnenin varlığını çevresindekiler belirler diye tartışmalar yapıladururken, ben bir erkeğin varlığının tamamen kadınlara yönelteceği ilgi üzerine olduğu tezini ortaya atıyorum ey dadaşlar.
bir kere adamı adam yapan zaten (adam gay değilse) kadınlar - kafa yapısından vazgeçtim, zekadan vazgeçtim - ve o kadınlar ki ilgi görmezlerse eğer o adamı var etmezler, ediyorlarsa da o adamı kullanıyorlar demektir, o kullanmayı da isteyen istediği gibi algılayabilir, çeşitli versiyonları var malum.
pragmatizmi en çok kadınlar sevdi
Konu başlığı altında devam etmek.
Kadınlar o adamları istediği hale getirmekte birebir, anne-babanın yıllarca bulamadığı, kelin başına süremediği ilaç gibidirler. ve bu hallerinde birinci etken, fatallik değilse eğer pragmatizmin kendisidir.
bu yüzden kapitalizm de kadınları çok sever diyecek kadar basitleşip ileri götürebilirim işi.
Demek istenen o dur ki, varlığımı o çok sevdiğim kadınlara borçluyum. onlar olmasa, sanmayın ki ben işimle, anamla, kafamla, eşek gözümle varolabileceğim. zaten kafamı kafa, eşek gözümü eşek göz yapan onlar değil mi? (çok tehlikeli cümle)
selam.

Doug Aitken

"Each work I make is an experiment. I'm not interested in creating projects that illustrate and define; I would rather make departure points, stimuli for questions, provocation."

Doug Aitken

bu bir çoraptır

bu blog yazılarındaki sorunu buldum sanırım. bir cümleye başladıktan sonra tamamen alakasız bir başka cümle ve konuya geçiyorum bu da çok şirin insanların bundan hoşlanmamasıyla sonuçlanıyor. daha az şirin insanlar ilgilenmiyor, şirinsiz insan ise "ağzına sıçayım dost" gibi ağızda acı çay tadıyla blogumu terkediyor sanırım. ben herkesi severim, herkes mutlu olsun isterim. bu yüzden konuyu değiştirmemeye çalışarak durduğum yerde duracağım. sanırım noktayla sonuçanacak bu da ama.
acı çay tadı, acı çay dadı, acı day çayı, acı çay cadı, açı dar dayı. bu tekerlemeyi çok hızlı söyleyince acayip birşey oluyor. kafa yapısı gelişiyor. herkese önemle duyurulur.
saçma olmayan bir blog yazısı yazınca kurban olucam kendime ki bu intihar anlamına gelir.

wolfgang tillmans

Fotoğrafı videodan daha çok sevmeye başlayalı çok olmadı. biraz daha zaman geçtikçe resmi de daha çok sevmeye başladım. git gide daha eski araçlara doğru kayış seziyorum.
(kayık sezin. sezin kişiler üstüne alınmasın! ya kayıklar? )

neyse çok ama çok sevdiğim hatta istanbul moderne de şık fotoğraflarıyla teşrif eden wolfgang tillmans german photo prize'ı almış. iki seneye benim de odamda bir tane olacak ondan. bekle beni tillmans

surata kapanan telefon sesini dikkatlice dinlemeli

Yazmaya zaman bulamıyorum. Okumaya da zaman bulamıyorum. Yanlış birşey var ama tam olarak çıkartabilmiş de değilim. koleksiyoner olmak isteyenlere öneri: yanlışlar koleksiyonu.

tabii şimdi yazıp okumadan gelip, bu kadar gayriciddilik olmamalı. Arkadaş okurlardan, bu blogtaki yazıların, üzerinde çok düşünülmeden yazıldığı, karışık olduğu, anlamsız olabileceğine dair yorumlar geldi. Bu yorumlar karşısında şöyle düşünüyorum: (ki varım)
herkesin haklı bir tarafı var. ben aksini savunacağım bu kişilerin ve yine haklı çıkacağım. çok da sıkıcı bir yazı oluyor bu gidişle. allah sizi başımızdan eksik etmesin. amin. siz de kimsiniz?

gençler ve gençlerin gelecekti kızlı erkekli müzik dinleyen çocukları nekadar mutlu olur bilmem ama, mutsuz kadınlardan bahsetmeden edemeyeceğim. etraftaki mutsuz kadınlar, herkesin en büyük derdi olmalı. eğitimden bile daha önemli bir ülke sorunudur bu. çünkü kadın mutsuz olursa, eğitim, yönetim, bilişim, para pul halt etmiş a dostlar. google'in google alerts isimli bir servisi var. ilginizi çeken kavram veya cümleleri yazıyorsunuz, o cümle veya kavramlar google da aranırsa size hemen bir mail geliyor. "evlat, "kara şimşek" i biri yine aradı haberin olsun!" diyor. ben de "mutsuz kadın" ı anahtar kelime seçtim. mail kutuma günde 43 kere düşüyor, temizlemekte zorlanıyorum. mutsuz kadınların arkasından ben temizliyorum. nokta. bu mutsuz kadınların hem mutlu hem mutsuz olma nedenleri yine ne acaba? erkek milleti. erkek milleti de kadınlara iyi davranmıyor ama. kötülük yapıyor. itlik yapıyor, piçlik yapıyor, korkutuyor, seviyor ama sevmiyor, sevmiyor ama seviyor gibi yapıyor, bir an için çok seviyor sonra yok oluyor, yalnızken prenses gibi davranıyor arkadaşlarının yanında artiz artiz duruyor, içip içip sarhoş oluyor, içki içmeden sarhoş oluyor, telefonlarımı açmıyor, telefonunda birşeyleri gizliyor, tek başına yemek mi yenir? biz erkek milletine çok iş düşüyor nihayetinde. kadınları sevelim, mutlu edelim, helak olalım buradan bütün erkeklere duyurulur. hışş hışş.
mutlu olan kadınlar çiçek saçıyor hem. bayılıyorum.

bir de şöyle laflar var onlar ayrıca neşe kaynağı: "mutsuz kadın yoktur, onu mutsuz eden adam vardır", "mutsuz kadın, mutsuz kadın, haydi gel yemeğe çıkalım" (bu marş)

öpüyorum canım. dıdıddıdıııııt. ddıdıdıdıdıdııııt.

two lovers

Magritte'in "iki sevgili" şeklinde de türkçemize çevrilmek suretiyle topluma maledilebilecek çok sevdiğim resmi.

Buradan hareketle aşıklar üzerine düşüncelerimi çok yakında burada bulabilirsiniz.

I LISTEN TO EVERYTHING

I LISTEN TO EVERYTHING
Los angeles'dan Diana Miller sıkılınan müziklerinize alternatifleri çok güzel sıralıyor, kendisini ve fotoğraflarını seviyoruz.

Icarus'un kulakları eşşek kulak

Belki saçlarım dağınık diye, belki de çok soru sorduğum için, çoğu kişi benim çok dağınık biri olduğumu söylüyor. Tabii, "bokyememe içgüdüsü" tamgaz çalıştığından hemen buna karşı argüman bulabiliyor. Ben de seyirci kalıyorum tüm olanlara.
Son zamanlarda mesela, halihazırda var olan bir takıntım için çok çalıştım. matbuu dökumanlarımı da düzenlemek için çok vakit harcadığım zamanlar da oldu. Ama bu sefer, bilgisayardaki dosyaları, klasörleri düzenlerken zaman nasıl da hızlı geçiyor seninleyken leyla.

bilgisayardaki klasörler (folder) istediğim şekilde ve yerde olmazsa tamamlanmamışlık hissiyle kavruluyorum. Ve hiç bir zaman da herşeyin yerli yerinde olması mümkün olmadığından sanırım hep kavruluyorum.

sonum icarusa benzemesin de...

Caravan

sürdürülebilirlik en önemli şey bu sıralar haberin var mı ey panda oyuncağı?
blog ve yazı yazmak benim sürdürülebilir kılamadığım şeylerden biri sanırım. bu pazarlama trüklerini de özel yaşamlarında uygulamaya çalışanlar da ivrenç geliyor zaten.

aklımda biton şey vardı oysaki şimdi gitti. bir şarkı var o geldi ama. mesela o şarkıda diyor ki: "where is my mind".
kadın milletine geçiş yapıcam buradan (london diary). kadınların engellenemez öngörüsü hayranı olduğumu belirtmek isterim. adem, adem olalı, böyle bir işkence görmemiştir kadından gördüğü kadar sanırım. kasıt: dişi.
Pervasızlıkta sınır tanımayanlar; öngörüde en "bu işin piri benim, 23 adet (yazıyla yirmiüç) cinim var en iyi falı ben bakarım" diyenleri bile sollamaya görsün. gözlerim zaten büyük, daha da açılıyor.
kadınların öngörüde bulunması yasaklansın, hazır bakanların bakanı, birçok şeyi yasaklıyor, buradan da sesimi duysun, hayırlı olsun diye pankart açsın. Pankart şöyle olsun: "Çok güzel kadınlar İstanbul'umuza hayırlı olsun" (cümle bozukluğu kendindendir! alaka benden)

Ayrıca, yanmışbirbiletin de türkçeyi dikkatli kullanması için de men çağrıda bulunuyorum yine.

Bir ordan bir burdan gelen soru ve yorumlara cevaben:
a. herşeyin başı kadınlar, bakınız adam ne güzel bir resim yaptı da adını ne koydu? origin of the world. bu sanat eseriyle ilgili oflayıp puflayanlara bilgi: http://en.wikipedia.org/wiki/L%27Origine_du_monde

b. güzel bir proje, buradan selam olsun kendisine http://imtracingemin.blogspot.com/2009/06/blog-post.html

c. herşeyin başı adalet, bu histen yoksun olanlarla konuşmak, tartışmak ne zor oluyor.

d. 27-32 yaşlarındaki kızlarımız yuva kurmak istiyor. hepsine selam olsun.

e. yanlış metafor kullanıyor ya insanlar, neolmuş kullanıyorlarsa?

f. her ilişki bitiyor, bu fikri sevgiyle kucaklayalım.

g. "yüzeysel yazı olm bunlar" diyenlere de buradan öngörümü gönderiyorum, nasıl olacaksa.

h. kadınların, adama, koca adayına, ademe, kocaya, hocaya, patrona, hoş bir ademe hoş görünmek istemesinden doğan çabaları (diyelim ki bir tek hoş görünme olmasın, kendini ispat olsun) nasıl oluyor da herşeyi karadelik gibi emiyor, nasıl bütün diğer fikir, kişi ve adamın üzerine çıkıyor, nasıl metalaştırıyor "şey"leri acayip birşey.

bye bye blackbird.

SANSÜR ALLAH BELANI VERSİN

Sansür geber!!

Pace in Pieces

Blog yazılarımı yazmadan önce çok fazla ölçüp biçmiyorum. Bunun sonrasında da alice'nin de belirtmiş olduğu gibi yazım hataları yapabiliyorum ki normalde, halihazırda zırdelieşek gibi çalıştığım işimde yaptığım şeylerden biri de broşür vb. yapmak.
Eskiden buraya yazarken çok daha dikkatli olurdum buna karşın daha önemli şeylere dikkat etmezdim, şimdi tam tersi mi ne oldu? Amanın, Amanda! Sen...
Bu hatalarım dolayısıyla özür dileyecek halim yok lakin, nihayetinde beyin bilir.

Çook uzun zaman önce (2,5 hafta) bir harddiskim vardı ki üstüne basmak suretiyle içindeki onca önemli bilgiye ve kendisine rahmet diledim. doktorlar geri döndürmek istedi ama bunu 1250 dolarcık karşılığında yaparız dediler. kabul etmedim. yeni bir evlat edinirim dedim. sonra da şöyle düşüne yazdım:
"yarın öbür gün, her ama herşeyimiz bilgisayarda olduğunda ve elektrik kesildiğinde ne yapacak göz kapaklı kişiler?"
O yüzden, nemelazım diyip, sürekli bilgi yedeklemek lazım, yedeğin yedeği olsun ömür boyu.. bir de insan ilişkilerine sıçrarsa neolur kim bilir?

İyi edebi metinlerde, kadınların erkeklerden daha zeki olup, erkekleri kolayca kandırabiliyor olmalarını uzun uzun düşündüm ancak bunu burada yazacak değilim.
Yani erkeği kandırmak kolay, kadını kandırmak güç. bkz. geçmiş yazılar

Bahar aylarında depresyona girebilen kadınlara da dikkat etmeli, sonbahar depresyonlarından daha tehlikeli olabiliyor.

Taktaktaktak.

Çok uzaklarda bir köyde, bir alışageldik emekli hayali güney sahilinde bir köy evinde bahçede koşan tavuklar kadar hızlı ve endişeli. Bütün bunlar olurken sadece tek bir ses var ama etrafta. Taktaktaktak.

Hırsbürüm

Kadınların, eski veya yeni, ki daha çok eski sevgiliyle olan münasebetlerinde, akıllarında kalan en önemli cümlelerden biri olan "seni benim gibi kim sevebilir" lafından itina ile rahatsızlık duymaktayım. Şişmiş, kadın-analık güdüleri böyle mi zavallı adamcağıza zerk edilmek suretiyle kafa karıştırılır yahu?

Mesela, umarsız, özgürlük düşkünü erkek, ilgisini azaltınca kadına ve ayrılık kornaları çalmaya başlamaya yakın, kadın kişinin öncelikli hırsı, adamkişiye karşı fütursuz bir hırs bürüme oluyor - özellikle gençlerde - Ardındanda, kadın kişi, kendi sevgisini kimsenin o adamkişiye veremeyeceğini hem kendisine hem de adama inandırmaya çalışmaz mı? soru? Canhavli (musevi kökenli işadamı) ile yoğun duygusal tepkimeleri sevelim lakin. Bu da can, o da can.

Kadınlar, erkekleri hep kendileri en çok, en güzel seviyor diye adamları inandırmaya çalışmasınlar derneğine üye alımları başlamıştır.

Herkes haklı

...Zavallı Jack Bass, kuşkularında haklıydı. Ama zaten herkes kendine göre haklı, haksız ya da kararsız değil miydi?
Sonuçta kimin kimi düzdüğü ne kadar önemliydi ki? Düzüşmek bir anlamda hayatın merkezinde duruyordu. Başka insanlarla birlikte olmak bağ kurmak hepimizin ortak amacıydı. Göbek bağımız kesildiği andan itibaren başka şeylerle bağ kurma çabasına giriyorduk. Seks, para hayaller, annelerimiz, mastürbasyon, cinayet ve pazartesi başağrılarıyla uğraşıp durarak çabalıyorduk...

çok sevmiyorum Charles Bukowski'yi ama burada güzel ve daha öncede dilimde tüy bitiren bir noktaya parmak basmadı da ne yaptı?

dil altı çorap

Sylvia Plath

Silvia Plath'ın Sırça Fanus isimli kitabını okuyorum, yeniden. Neden bilmiyorum ama bu kadar depresif ve zeki kadınlar çok hoşuma gidiyor.
Sanırım anarşist ruhlular.

Kapat git playstation al

Canım, bilgisayar işlerini esnaf işine çevirmiş korsan dvd satıcım. Talimat ve anlayışlarını bir korsan ürün içerisinde nasıl belirtmişler bakınız!!

NOT_BU KADAR ACIKLAMAYADA OYUNU KURAMADIYSAN BİLGİSAYARI KAPAT GİT PLAYSTATION AL ANCA OYNARSIN.

Gramer hatası olmasından zahtet hiç bahsetmemk gerekir ama adam "kapat git" demiş yahu.

bravo..

bozulan musluğa google yardımı

Alemşah, teknolojinin nelere kadir olduğunu belirtmek için twitter'ına girdiğin şu güncelleme ile beni çıplak bir arazide gece gece, gözüne fener dayanmış tavşana çevirdi.

yorumlar da aşağıdaki gibi olmuş.

google çıktı çıkalı artık kafa da çalıştırmayacağız anlaşılan.

Az önce bozulan musluğumuzu gmail görüntülü chat'de babamın yardımıyla tamir ettim. Lavabonun altına soktuğum webcam zaman zaman heyecanlı anlar yaşatsa da sonuç başarılı. Musluk artık damlatmıyor :)”
3 hours ago - Link
Fatih Akturk, Can HANHAN, İsmail Emrah Demirayak and 32 other people liked this
geek plumber - Yunus Tunak
Akıllıca :) - Recep Hilmi Tufan
Teknoloji sen nelere kâdirsin. :) - YusufOzanTasdemir
Süpermiş =) - Eren Kumcuoğlu
Babam sağolsun (ya da Gmail sağolsun :) - Baris Ozcan
Teknolojide baba ogul cigir actilar :) - devletsah
işte net çağı:) - özge
bunu unutmıcam :) - Muharrem
Mükemmel:) - Gül Nur
Teknoloji bu olsa gerek :) - Mutfak Sirlari
Sınır tanımazlar - Simto Alev
vay be. :) - Meriç Kara
Bundan ötesi kendi kendini tamir eden musluklar olsa gerek:) - zübeyir
Tesisat2.0 Artık onlar da online yardım merkezleri kurabilirler. - Deniz Utku
baris-vazi o zaman :) - Burcu Tüzün
yok artik ya, supermis:) - Eda Demir

Reha Erdem'in son filmi "Hayat Var", genç kız oyuncusu ve oyun oynaması anlamında Nazif Topçuoğlu fotoğraflarını anımsatıyor.

gençkızpozusever Nazif Topçuoğlu'nun, Reha Erdem'e fotografik olarak fikir verdiğini düşünüyorum. Reha Erdem'in de hayat var'ında (sinema eleştirmeni cümle başlangıcı), kahramanımız kız, masum seksapelliğini ve bekaretini filme sunmanın yanında fiziksel rahatsızlığıyla da cinsel çağrışımlarla seyirci karşısında.

kadın gibi kadın

Kadınları çok seviyorum diyince, bazı kadınların bir durası geliyor. sanki sevince yanlış birşey yapıyormuş gibi.
memelerine popolarına bakmak ayıpmış gibi bir de laf etmezler mi? asıl ayıp budur.

bahar ayı geldi neyseki daha çok meme daha çok popo görünür oluyor bu zamanlarda, bir de aşk havaası oluyor ne güzel ne güzel..

ama anlayamadığım birşey var, o da çoğu kadından duyduğum "erkek yok" lafından sonra nasıl oluyor da kadınların bu kadar artist (meali sanatçı-oyuncu) olabildiği.

utanmali meli biraz insan olan yahu.

dur hele bir bak aynaya.
dön bak aynaya bu sen misin hatırla isimli saçma şarkıyı bütün sevenlerime gönderiyorum.

Bu arada kadın ve dişi ayrımında çağ atlamış biri olarak bir de female nedemekiş onu burada belirtmek istedim:

ADJECTIVE: 1a. Of or denoting the sex that produces ova or bears young. b. Characteristic of or appropriate to this sex; feminine. c. Consisting of members of this sex. See Usage Note at lady. 2. Botany a. Designating an organ, such as a pistil or ovary, that functions in producing seeds after fertilization. b. Bearing pistils but not stamens; pistillate: female flowers. 3. Having a recessed part, such as a slot or receptacle, designed to receive a complementary male part: the female section of an electrical outlet.
NOUN: 1. A member of the sex that produces ova or bears young. 2. A woman or girl. 3. Botany A plant having only pistillate flowers.
ETYMOLOGY: Middle English, alteration (influenced by male, male) of femelle, from Old French, from Latin fmella, diminutive of fmina, woman. See dh(i)- in Appendix I.
OTHER FORMS: femaleness —NOUN
SYNONYMS: female, feminine, womanlike, womanly, womanish, effeminate, ladylike These adjectives mean of or characteristic of women. Female categorizes any living thing by gender or sex: the female population; a female kitten; a female plant. Feminine refers to what is considered characteristic of women: feminine intuition. Womanlike applies to qualities of a woman: womanlike resolve. Womanly describes qualities regarded as becoming to a woman: womanly sympathy. Womanish suggests qualities associated with or suggestive of women: womanish attitudes. Effeminate applies to men who exhibit attributes traditionally associated with women: an effeminate actor. Ladylike applies to what is regarded as befitting refined or well-mannered women: ladylike manners.

fotoğraftaki kadın da çılgınlık değil de nedir?

David Orr

Shine on you'nun mottosunu çalasım geldi.
http://parilda.blogspot.com/

The plain fact is that the planet does not need more successful people. But it does desperately need more peacemakers, healers, restorers, storytellers, and lovers of every kind. It needs people who live well in their places. It needs people of moral courage willing to join the fight to make the world habitable and humane. And these qualities have little to do with success as we have defined it." - David Orr

Dünyanın başarılı insanlara daha fazla ihtiyacı olmadığı su götürmeyecek bir gerçek. Ama acilen daha çok barışçılara, dünyanın yaralarını sarıp iyileştirecek kişilere ve her tür aşıklara ihtiyacı var. Dünyanın vicdanı sağlam, içinde bulunduğu yerleri ve etrafını daha yaşanabilir, daha insancıl kılabilmek için savaşabilecek, yürekli kişilere ihtiyacı var. Ve tüm bu yukarıda saydığımız özelliklerden dolayı, bunların günümüz dünyasında anladığımız "başarı" ile ilgisi neredeyse yok. -David Orr

Serkan Özkaya

"Dünyaca tanınmış" çağdaş sanatçımız Serkan Özkaya'nın "sanat eseri" bir başka gazetenin daha kapağı olmuş Türkiye'de yaratmış olduğu Radikal'den sonra..

Serkan Bey'in amerikan gazetesi courier journal'ın önkapağına yaptığı eser sonrasında gazete okuyucularından birinin yorumu da aşağıdaki gibi olmuş.

Art is in the eye of the beholder...my daughter is 6 years old and has the capacity to trace the front page in the same manner as was done be this "artist." Please tell me that my subscription did not pay for this tracing in the form of a commission for this "art." This is the end result when a monopolistic entity such as is The Courier-Journal is left to interpret what is art and what is a 6 year old's tracing...

bu arada belirtmek gerek ki, courier journal, aklını da kullanarak bu tırnakiçinde sanat eserlerini de parayla satıyor .
arzu eden Serkan Özkaya'nın imzalı gazete sayfasını 100 dolar karşılışığında evinin duvarına asabilir.
http://cjstore.myshopify.com/

helaletmiyorum.org

Her ne kadar daha önce bu sayfadan, başbakanımıza serzenişte bulunup, borç istemiş de olsam, şimdi kendisinin başkanı olduğu iktidar partisine karşı yürütülen siz diyin ki internet kampanyası, reklamcılar desin ki viral marketing, sayfası, "helaletmiyorum.org"dan takip edilebilir. Sitenin protest duruşu, tasarımı ve yöneticilerini buradan kutluyorum.

ben bunu yazarken 204652. kişiydim hakkımı helal etmeyen.

Linkbar